2 Mayıs 2015 Cumartesi

Al Gözüm Seyreyle Salih/ Yaşar Kemal

         




           Al Gözüm Seyreyle Salih/ Yaşar Kemal
           Yapı Kredi Yayınları/398 sayfa








Okumaya Nasıl Karar Verdim?
Açıkçası benim yaz tatilinden beri isteğim Yaşar Kemal'in okuduğum ilk kitabının İnce Memed olmasıydı. Ancak yaz tatilinde bunu istesem de vaktim olmadığından gelecek yaza erteledim. Sene içinde ne yazık ki usta yazarı kaybettik. Bende daha fazla geciktirmemem gerektiğine karar verip kitapları içinden ne okusam diyordum ki Bahar Şenliği Listesi'nde de unutulmadığını görüp ayrıca sevindim. Okumaya böyle karar verdim ama bu kitapta beni en çok çeken bir martı üzerine kurulu bir hikaye olması oldu. İşin içine Karadeniz'de geçiyor olması da girince dayanamadım. Sonuç olarak tanışma kitabı seçimimi "Al Gözüm Seyreyle Salih"ten yana kullandım.

Kitaba gelirsek ben benim için uzun soluklu bir yolculuk olacağını bilmeden elime almışım. (Bunda sürekli olarak ders çalışmamın ve okul dershane telaşının da payı var elbette.) Bir ayı geçik zaman benimle şehir içi otobüs dolmuş yolculuklarına; dershane okul sıralarına şahit oldu. Bende aynı zamanda kendimi Karadeniz'de, deniz kenarında, türlü çiçekli ağaçlar altında ve daha nice güzel yerde buldum. En önemlisi eşsiz bir anlatımla tanıştım. 

Kitabı okurken en çokta şunun farkına vardım. Günlük okuma miktarımızda bence doyum sınırımız var. Okuduğumuz sayfa miktarı, kitabı okuyuş hızımız yazarın dilinin doyuruculuğuyla alakalı. Yaşar Kemal okuduğum en doyurucu yazarlardan biriydi. Günde beş sayfa okumamla bugünlük yeter dediğim oldu.

Kitabın içeriğine gelirsek: 11 yaşındaki Salih'in yaşadığı Karadeniz kasabasından hayata, ülkesine, doğaya, insanlara ve hatta ülkenin siyasal çalkantılarına bile bakışını yansıtan; bunları anlatırken de kanadı kırılmış bir martıya yardım çabasını ele alıyor roman. Küçük bir çocuğun dünyayı algılayışı, sorgulayışı, öğrenme çabası ve hayal gücü öylesine güzel bir dille anlatılıyor ki, her anlatılanla, kurulan düşle kendini bambaşka bir maceranın ortasında buluyorsun. Benim ben neredeyim, bu olaya, buraya nasıl geldim dediğim anlarım oldu. Neyse ki girilen olaylardan, anlatıdan gerçek duruma öyle güzel bağlanıyordu ki, keyif veriyordu okumak insana. 

Üstelik önce insan, önce insan olabilmek, insan kalabilmek; sevmek ve sevmeyi unutmamak üzerine aldığım önemli derslerde oldu. Yaşam sevincini satırlardaki tasvirlerde, kişilerin ruh hallerinin ustaca yansıtıldığı cümlelerde buldum. 

Yaşar Kemal'i henüz okumadıysanız bu kitap benim için doğru bir tercihti. Sizde okumadan önce fikir edinmek isterseniz yorumum umarım faydalı olur, okur, çevrenizdeki insanlarla paylaşırsınız. 

Beğendiğim satırlardan bir kaçı;

*Gözlerinin önüne cenneti serin, o cenneti onlara verin istemezler, sevmezlermiş de, ulaşamadıkları çölü, dikenli kıracı severlermiş.

*Belki de insanların hiç bilmedikleri, bilmeleri gereken, bilmeyince de onları insanlıktan çıkaran, sevgiyi, aşkı, kuşlardan öğreniyorlardı.

*...Hepsinin ne anlama geldiğini bilmiyordu ki, salt yüreğinde, bir koku, bir ses, bir renk, bir ışık gibi duyuyordu içinde, bir yerlerde. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder