26 Ekim 2016 Çarşamba

Kabuk Adam/ Aslı Erdoğan

 Kabuk Adam/ Aslı Erdoğan 
 Everest Yayınları/ 155 sayfa




Aslı Erdoğan benim varlığından sanıyorum Lise ikideyken haberdar olduğum bir yazar. Varlıklarına şükrettiğim edebiyatçılarımıza sıra arkadaşımın "Bana kitap önerir misiniz?" tarzındaki bir sorusu sonucunda onun okuduğu, benim ise Kabuk Adam'la okumaya başlamaya değin yalnızca dışarıdan baktığım bir kalemdi Aslı Erdoğan. Kitapların zamanı olduğuna inanırım ve sanıyorum ki yazarla ve diliyle en doğru zamanlardan birinde karşılaştım. 

Kabuk Adam, Aslı Erdoğan'ın kendi hayatının bir kesiti esasında. Yazarın Fizik doktorasını yaptığı CERN'ün yaz okulu benzeri bir etkinliğiyle gittiği Karayiplerde geçen bir kendini keşfetme öyküsü ve hayatımız boyunca çok az rastladığımız dönüm noktalarından biri. "Bir insanı nasıl bir aşk, nasıl bir dostluk, nasıl bir süreç değiştirebilir?" sorularının ayaklı yanıtı aynı zamanda. 

Kitaplarımın çoğunlukla altını çizmeyen biri olarak, bu kitabı okurken elime kalemimi alıp yüreğime dokunan her satırı çizdim çünkü o satırları kaybetmek bu kitapla ilgili başa gelebilecek en kötü şey olurdu. Üstüne üstünlük hakkında not aldığım çok fazla satır, yazmak istediğim çok fazla an var. İçimi burkan, kitabın ne amaçla yazıldığını öğrendikten sonra daha fazla ağlamama sebep olacak çok fazla etken var. 

Nasıl anlatılır, ne söylenir bilemiyorum. Boğazımdaki yumruyu biliyorum yalnızca.Bir de içimi acıtan ayrımcılığın, insafsızlığın, incitmenin, düşüncesizliğin nelere mal olduğunu öğreniyorum giderek. Bana çok fazla mesaj veren, birden fazla konunun hakkında düşündüren, başucumda kalsa her gün yeniden sayfalarını karıştırıp yeniden üzüleceğim bir kitap. 
Aslı Erdoğan'ın, bir benzetmeyi alıntılarsam "Gerçekleri, bıçağı midenize sokup çevirircesine, kurcalayışı" nın etkileyiciliğiyle buluşmak isterseniz, Kabuk Adam başlangıç için iyi bir kitap olacaktır. 

Dipnot olarak bu kitabı okuduğum süreçte bir takı alışverişi yapıyordum ve kitap elimde geziyordum. Kasada Aslı Erdoğan okuduğumu gören görevli, benimle Aslı Erdoğan hakkında konuşup, alışverişimde indirim yaptı. Aslı Erdoğan okuyor diye indirim yapan esnaf fikri o kadar güzel geliyor ki kulağa! Darısı tüm toplumumuzun başına. Ve elbetteki Aslı Erdoğan gibi kalemi güçlü, o yazıyorsa ben kalemin yanına bile yaklaşmamalıyım dediğim bir edebiyatçının özgür olduğu ve edebi üretkenliğini bizlerle buluşturduğu günleri temenni ediyorum. 

*Bu adaya, bu kumsala gelişimin bir amacı varsa eğer, o da anlatmaktı, okyanusun sonsuzluğunu, vahşi ve tutkulu yağmurları, Kabuk Adam'ı. 

* "Korkmadığını söylediğin her şeyden korktuğuna eminim. İstemediğini söylediğin şeyleri de çok istiyorsun. Umutsuzluk değil seninki, sadece bıkkınlık. Yaşayan herkesin umudu vardır."

16 Ekim 2016 Pazar

Aklımdaki Che/ Margaret Randall


 Aklımdaki Che/ Margaret Randall
  180 sayfa/ İletişim Yayınları
   Çeviren: Kıvanç Koçak






Aşağı yukarı bir buçuk yıldır varlığının farkına varıp hakkında filmler izlemek, kitaplar okumak, yazarlarını tanımak, kültürünü öğrenmek istediğim bir kıta Güney Amerika. Ve yine inandığım yolla; kendini okutmak isteyen kitabın karşıma bir anda çıkmasıyla okuduğum bir kitap: Aklımdaki Che. 

İçerik olarak, bir inceleme kitabı olduğunu söylemekte fayda var. Konusu itibariyle Ernesto Che Guevara'ya farklı perspektiflerden bakıyor bu kitap. Siyasal görüşlerinin temelini, mücadele anlayışını, Fidel Castro'yla tanışmasını ve arkadaşlığını, kadınlara bakış açısını, dinle içerisinde yer aldığı devrimin benzerliğini ve daha pek çok şeyi özetliyor bu kitap. Yalnızca Che'den bahsetmiyor aynı zamanda. Yazarın hayata bakışından kısımlar da yansıtıyor. Bir döneme, o dönem içerisinde oluşan kültürel yapıya, devrim anlayışına ve Küba Devriminin dışında kalan çeşitli devrim amaçlı girişimlere dair de kısımlar sunuyor, yazar okuyucuya. 

Bakınca az sayfayla ve önemli görsellerle bezeli başarılı bir çalışma fotoğrafta gördüğünüz kitap. Yazar araştırmaya, Che'nin ölümünden sonra yakın çevresiyle tanışıp kurduğu dostluklardan edindiği bilgileri arındırıp okura sunmaya büyük emek harcamış. Aynı şekilde çevirmen de kitapta yer alan parçaları özenle araştırmış, bazılarını baştan çevirmek zahmetine girmiş. 
Kısacası demem o ki, okuduğum kitap nesnel bilgilerin öznel bilgilerle harmanlandığı hem yazarı hem çevirmeni tarafından emek verilmiş bir çalışma.

Kitabın arka kapağında yapılan bir yorumu alıntılayarak bitireceğim bu yazıyı. Bud Hall: "Che Guevara hakkında tek bir kitap okuyacaksanız, tavsiye edeceğim kitap kesinlikle budur." 

*Milliyetçilikten nefret ediyorum. Aşırı tezahürlerinin, birçok modern jeopolitik önyargılardan ve aldatmacalardan kaynaklandığı, epeyce çarpıtılmış bir yurtseverlik olduğuna inanıyorum.

12 Ekim 2016 Çarşamba

Eşik/ Irmak Zileli


    Eşik/ Irmak Zileli
 325 sayfa/ Remzi Kitabevi







Bu kitaba bir süredir fazlasıyla ilgim vardı. Nerden kaynaklandığını, neden ara ara aklıma geldiğini ve raflarda yazarın adını aradığımı ise daha sonra fark ettim. Sanıyorum bir buçuk sene kadar önce Kitap Ağacı Ankara Buluşması için Irmak Zileli davet edilmişti. Aklımda da etkinliğe hazırlık yapan insanların yorumları yer edinmiş diyerek soru işaretlerimi yok ettim. 

Kitap için akıcı diyen yorumlara rastlamıştım sıklıkla. Benim için çok da akıcı olmadığını itiraf etmem gerek. Araya okulun açılması, bir yığın dikkat dağınıklığı ve yeni uğraşlar girince yaklaşık yirmi günde biten kitabı elime alamadığım gün sayısı bir hayli fazlaydı. Fakat sonuçta son satırlarına değin ayrılmadan yolculuğumuza devam ettik. 

Kitabın arka kapak yazısı bir şeyler çağrıştırsa da konuya dair çok da fazla şeyi yerine oturtmuyor. Özetle, siyasetin merkezde yer aldığı bir aile ve dönem hikayesi bu. Günümüzde başlayıp geçmişe dönen, pek çok yeni şey öğrenmenize yardım eden ve bir müddet okuduktan sonra ivme kazanan bir kitap. 

Kitap bir babayla kızının ilişkisiyle başlayıp, annesiyle kızı, dayısıyla yeğeni, toplumda bir birey olarak kızı ve daha pek çok bağlamda yaşanan ve yaşanabilecek olasılığı barındırıyor içinde. Üstelik hiç de uzak bir hikaye değil bize. Kitabın içinde yer alan yıllar son kırk beş yılı barındırırken içerisindeki konular hala gündemini koruyan başlıklara sahip. 

Kitabı çözümlememe yardımcı olan faktörlerden biri de şansıma dizinini yapmam için önüme geliveren Gün Zileli kitabı oldu. Dizinini yaptığım kitabın otobiyografik etkileri Irmak Zileli'nin neden siyaseti bunca iyi bir dille anlattığını anlamamı sağladı. Ailenin siyasete yatkınlığı bireyin siyasete yatkınlığını etkiliyormuş.

Bunlar dışında okuma açısından ben bir miktar zorluk yaşadım. Çünkü başlangıçta karakterleri tanıyamadan, bazı karakterlerin kim olduğunu henüz çözemeden cümle içerisinde adlarıyla karşılaştım. Bunun yanında ikinci zorluk ise kitabın bölümlere ayrılmaması, asla eslere yer verilmemesi. Ya bir satır boşluk ya da konunun değişebileceğini belirten (***) işareti vardı. Bunları söylemekte fayda olduğuna inanıyorum çünkü yazarı, yazarın dilini, konuyu işleyiş biçimini sevsem ve diğer kitabını okumak istiyor olsam da tavsiye edilmeden önce belirtmem gerektiğine inanıyorum. Ve evet, tavsiye ediyorum. Okunmalı, satırlarında kaybolunmalı, babayla ve kızı Eylülle tanışmalı...

*Aynı davanın içinde, aynı hedef için yüreği çarpan, aklını, varını yoğunu bunun için ortaya koyan insanlar onlar. İki insanı birleştirecek daha iyi bir neden söylenebilir mi?